Tarihte eşine ender rastlanan kahramanlık destanlarından biri olan ve tarihin akışını değiştiren Çanakkale Deniz Zaferinin yıldönümü olan 18 Mart’ı, Şehitleri Anma Günü olarak idrak ediyoruz.
Bu anlamlı günde, kutsal vatan topraklarımızın bölünmez bütünlüğünü, milletimizin birliğini, beraberliğini, huzur ve güvenliğini canları pahasına müdafaa ederek şehitlik mertebesine ve onuruna erişen aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Bilindiği gibi on milyon insanın öldüğü, ülkelerin yakılıp yıkıldığı, sınırların daha önce görülmemiş bir biçimde yeniden çizildiği Birinci Dünya Savaşı'nda; vatanımıza karşı başlatılan mütecaviz hamlelerin giderek uluslararası bir paylaşım savaşına dönüşmesi sonucu Türk Milleti çok şey kaybetti, çok yıkımlar yaşadı.
Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı bölümü olan Çanakkale Savaşları, bu kayıpların ve yıkımların bir milletin ruh halinde yarattığı fırtınanın tarihin akışını değiştiren kahramanlıklara dönüşmesidir. Aziz Milletimizin bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen büyük kahramanlıklar göstererek canı pahasına vermiş olduğu mücadelenin zaferle taçlanmasıdır.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözünün yazıldığı Çanakkale’de; binlerce yıldır kader birliği yaparak aynı bayrak altında, aynı vatan üzerinde yaşayan bir milletin hiçbir ayrıma dayanmayan kardeşliğinin, birlik ve beraberliğinin bir kez daha ispat edilmesidir.
Necmettin Halil ONAN’ın mısralarıyla; Çanakkale hem “bir devrin battığı yer” hem de “Bir harbin sonunda bütün milletin, Hürriyet zevkini tattığı yerdir!” Çanakkale bu Milletin kalbinin attığı yerdir.
Ecdadımızın Çanakkale’de göstermiş olduğu destansı kahramanlıklar; vatanın bütünlüğü ve istiklali söz konusu olduğunda şartlar ne olursa olsun bu Milletin neleri başarabileceğinin en bariz göstergesi olarak bilinmektedir.
Bununla birlikte şehitlerimizin ve gazilerimizin şahıslarında sembolleşen Türk Milletinin bu kahramanlıkları yanında, düşmanlarının bile takdirine şayan olmuş insani değerlere olan bağlılıkları ve hassasiyetleri, insanlık tarihinde yüksek şahsiyetliliğin numunesi olarak gösterilmektedir.
Bizi kadim bir millet yapan bu güzel hasletler ve yüce değerlerin aydınlık geleceğimize yürüyüşümüzde bizlere ilham kaynağı olmaya devam edeceğine; şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü badireyi aşmamızı sağlayacağına yürekten inanıyorum.
Dili, dini, etnik kökeni ne olursa olsun insanı ve insanca olanı merkezine alan büyük bir adalet ve barış medeniyetinin mirasçıları olan bizler, kardeşçe birbirimizi kucaklayarak, birbirimize sımsıkı kenetlenerek aydınlık yarınlarımızı hep birlikte kuracağız.
Ülkemizin dünya devletleri arasında hak ettiği gerçek yeri almasını sağlayarak vatanımızın bölünmez bütünlüğü ile milletimizin birliği, beraberliği ve kardeşliği için canlarını feda eden aziz şehitlerimizin mukaddes emanetlerini daha da yükseklere taşıyacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle, Çanakkale Deniz Zaferinin 106. yıldönümünde bizlere istiklalimizi ve istikbalimizi sağlayan başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun kahraman silah arkadaşları olmak üzere tüm ecdadımızı, bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi ve aramızdan ayrılan gazilerimizi bir kez daha sonsuz minnet, şükran, rahmet ve saygıyla yâd ediyorum.
Tüm şehitlerimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Yavuz Selim KÖŞGER